Türkiye’nin ilk deri bankası ve doku laboratuvarı Adana’da hizmete açıldı

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Türkiye’nin İlk Deri Bankası ve Doku Laboratuvarı Hizmete Girdi

Sağlık Bakanlığı liderliğinde Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Türkiye’nin ilk deri bankası ve doku laboratuvarı açıldı. Bu merkez, ülkeler için stratejik önem taşıyan ve savaş, felaket ya da toplu yaralanma durumlarında hayati bir rol oynayan insan derilerinin işlenerek 2 ila 5 yıl boyunca saklanabildiği nadir merkezlerden biridir.

Ağır yanıklara sahip hastalara, deri bankasından alınan deriler nakledilerek tedavileri için önemli bir süre kazandırılmaktadır. Bu süre zarfında, hastaya laboratuvar ortamında kendi hücrelerinden yeni deri üretimi sağlanmaktadır.

“Hastaya Bir Yaşam Şansı Tanınıyor”

Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Koray Daş, yaptığı açıklamada, laboratuvar ortamında insan kaynaklı deri ve diğer dokuların üretilebileceğini belirtti.

Deri bankası ve doku laboratuvarlarının dünya genelinde ABD, Çin, Singapur, İsrail ve Avrupa’daki diğer gelişmiş ülkelerde bulunduğunu vurgulayan Daş, Türkiye’de ilk defa açılan merkeze destek veren Sağlık Bakanlığı, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İl Sağlık Müdürlüğüne teşekkürlerini iletti. Daş, merkezin ağır yanıklı hastaların tedavisinde kritik bir öneme sahip olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Özellikle ağır yanıklarda, hastaların deri büyük bir kısmını kaybedebilir ve bu durumda maalesef hayatta kalmak mümkün olmaz. Acil durumlarda bu bankalarda saklanan deriler hızlı bir şekilde kullanılabilir. Bu sayede hastaya yaşama şansı tanınır. Aynı zamanda, deri bankamızda insan kaynaklı hücrelerin laboratuvarını da kurduk. Burada, hastaya kendi hücrelerinden yeni deri oluşturulabilir.”

Deri bankasının, yeni dokular oluşturmak için zaman kazandıracağını belirten Daş, “Bu derileri ağır yanıklı hastalara naklettiğimizde, bize 1-2 ay süre kazandırıyor. Bu süre, hastanın kendi dokularından yeni deri oluşturması için yeterli bir zaman dilimidir. Başka bir laboratuvarımızda ise yeni dokular üreterek açık yaraların kapanmasına yardımcı oluyoruz. Bu sayede hastaların yaşam şanslarını artırmış oluyoruz.” şeklinde konuştu.

“Alınan Deriler 2-5 Yıl Boyunca Saklanabiliyor”

Merkezde insan kaynaklı doku ve hücrelerden yeni ürünler geliştirilebileceğini, çeşitli bilimsel araştırmaların yapılabileceğini belirten Daş, şunları ekledi:

“Derileri stokladığımızda, bakımını iki farklı kaynaktan sağlıyoruz. Birincisi, estetik operasyonlar sırasında atılan derileri yeniden kullanarak hastaların hayatını kurtarıyoruz. Diğeri ise organ bağışı sırasında derilerini de bağışlayan kişilerin derilerini kullanarak işlem yapıyoruz. Bu deriler belirli testlerden geçirildikten sonra uygun şekilde işleniyor ve saklanmaya hazır hale getiriliyor. Son kullanıcıya ise tüm gerekli sertifikalarla ulaştırılıyor.”

Daş, bağışlanan deriden ince bir tabaka alarak stokladıklarını belirterek, “Deriyi aldıktan sonra 2 ila 5 yıl boyunca saklayabiliyoruz. Bu durum, savaş, terör, felaketler ya da toplu yaralanma durumlarında hızlı müdahale ve birçok insanın hayatta kalmasını sağlama avantajı sunar. Deri bankaları basit bir yapıya sahip değil, stratejik bir öneme sahiptir. Ülkeler, stratejik deri stoklarını belirlerler. Biz de burada aynı yaklaşımı benimseyerek çalışmalarımıza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Related Posts

Bakanlık duyurdu: Avrupa’nın 4 katı şeker içeren ürünlere düzenleme geliyor

Bakanlık duyurdu: Avrupa’nın 4 katı şeker içeren ürünlere düzenleme geliyor

Kadın Viagrası piyasaya sürülmeye hazırlanıyor

Menopoz sonrası dönemde yaşanan fizyolojik değişikliklere yönelik geliştirilen hormonsuz krem Myregyna, kadınlar için cinsel yaşamda yeni bir dönem başlatmaya hazırlandığı açıklandı. Yeni Zelanda merkezli bilim insanı Dr. Iona Weir tarafından geliştirilen ürün, “kadınların Viagrası” olarak tanımlanıyor.

Doğa, ruh sağlığına iyi geliyor

Yeni bir araştırma, kısa süreli doğa temasının kaygı, depresyon ve yorgunluk seviyelerini azalttığını gösterdi.

Mikroplastikler insan beynine kadar sızdı: Etkileri neler?

Bilim insanları, mikroplastiklerin insan beynine kadar sızdığını duyurdu.

Derslere başlamadan göz muayenesi şart

Görme sorunları, okul çağı çocuklarının yaklaşık yüzde 20-30’unu olumsuz etkiliyor. En çok görülen göz sorunları, miyop, hipermetrop ve göz tembelliği olarak öne çıkıyor.

Ne yoğurt ne kefir: En çok probiyotik onda var, metabolizmayı sıfırlıyor

Yoğurt ve kefirden daha güçlü probiyotik kaynakları artık daha çok dikkat çekiyor. Bu besinler bağırsak florasını yeniden inşa ediyor, sindirimi kolaylaştırıyor ve metabolizmayı adeta baştan başlatıyor…